Doç. Dr. Mehmet Bedii Kaya
Bilişim Hukuku

5651 sayılı İnternet Kanunu Reformu: Kişilik Haklarının Korunması 2025 Değişiklikleri

Doç. Dr. Mehmet Bedii Kaya

5651 Değişiklikleri kadük kaldı!

9. madde değişiklikleri yeni yasama yılına kaldı!

İnternet ortamında kişilik haklarının korunmasına ilişkin özel bir hükmümüz yok. Peki, bu dönemde kişilik haklarının korunması için ne yapılabilir?

1) Kişilik haklarına saldırı aynı zamanda suç niteliğindeyse 8 ve 8/A maddelerine dayalı erişimin engellenmesi ve içeriğin kaldırılması talebinde bulunabilir.

2) Özel hayatın gizliliğini ihlal eden durum varsa 9/A dayalı erişimin engellenmesi talebi yapılabilir. (9 iptal edilmişken 9/A’nın müstakil olarak uygulanması tartışmalı tabii ki)

3) Genel hükümler hala yürürlükte. Türk Medeni Kanunu’nun 25. maddesi uyarınca ihtiyati tedbir yoluyla erişimin engellenmesi ve içeriğin kaldırılması yolu denenebilir.

Her birinin kendisine göre avantajları ve dezavantajları (külfetleri) var.

Kısaca, 5651 değişiklikleri başka bahara kaldı…

5651 sayılı Kanun, yaygın kullanılan adıyla İnternet Yasası, 18. yılını doldurdu. Yasa, 2007 yılından bugüne birçok tartışmanın odağında oldu; gündelik siyasetin ve uluslararası diplomasinin gündemine girdi. Yasa, bugüne kadar defalarca değişikliğe uğradı ve birçok Anayasa Mahkemesi kararlarına konu oldu.

Devlet, internet ortamını düzenlemek için bugüne kadar neredeyse tüm tuşlara bastı. Konunun teknik boyutunu düzenledi; teknik tedbirler yetersiz kalınca hukuki sorumluluğu artırdı ve nihayet temsilcilik gibi fiili muhataplık ile bir neticeye varılmaya çalışıldı.

İnternet ortamında kişilik haklarının korunmasında ise ifade özgürlüğü ve basın hürriyeti ile kişilik haklarının korunması arasında denge bir türlü sağlanamadı.

İnternet Yasası, 2024 yılını bir parçası eksik şekilde uğurladı. Kanunun 9. maddesi Anayasa Mahkemesi kararıyla iptal edildi.[1] Mahkeme 1 yıllık süre tanıdı. Kanun koyucu 1 yıllık süre içerisinde yeni bir düzenleme yapmadı. Bu süre içerisinde, 8/A maddesi temel bir erişimi engelleme yöntemi olarak kullanıldı. Gerçek kişiler ise asliye hukuk mahkemelerinin yolunu tutarak Türk Medeni Kanunu’nun 25. maddesi uyarınca kişilik haklarına karşı saldırılara karşı korunma talep etti. İhtiyati tedbir yöntemiyle erişimin engellenmesi kararları verildi.

Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanun ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklif veya diğer bir adıyla Onuncu Yargı Paketiyle 9. madde küllerinden yeniden doğdu.

Peki, 5651 sayılı Kanunda 2025 yılında neler değişti?

1) İlk Bakışta İhlal Doktrini: Kişilik haklarının ihlal edilmesine yönelik yeni bir rejim oluşturuldu. Anayasa Mahkemesi kararlarıyla şekillenen “görünüşte veya ilk bakışta ihlal” doktrini normatif dayanak kazandı.

2) Daraltılmış Yetki: Sulh ceza hakimlerinin erişimin engellenmesi kararı verme yetkileri ayrıntılı bir inceleme yapılmasına gerek olmaksızın ihlalin ilk bakışta anlaşılabildiği hallerle sınırlandırıldı. Anayasa Mahkemesi kararlarında vurgulandığı üzere, internet ortamındaki yayınlara tarafından yapılan müdahaleler, müdahalenin haklılığının görünüşte veya ilk bakışta anlaşılabildiği durumlarla sınırlanması kamusal menfaatlerin hızlı bir şekilde korunması ihtiyacıyla ifade hürriyeti arasında adil bir denge sağlayacaktır.

3) Unutulma hakkı: Unutulma hakkına ilişkin kural da ilk bakışta ihlal doktriniyle uyumlu şekilde daraltıldı. Sulh ceza hakimliğince, ayrıntılı bir inceleme yapılmasına gerek olmaksızın ihlalin ilk bakışta anlaşılabildiği hallerde başvuranın adının ihlale konu internet adresleriyle ilişkilendirilmemesine karar verileceği öngörüldü.

4) İlk Bakışta İhlal Olmaması Halinde Usul: Ayrıntılı bir inceleme yapılmasına gerek olmaksızın ihlalin ilk bakışta anlaşılamadığı hallerde başvurunun reddedileceği öngörüldü. Peki, bunun anlamı nedir? İhlalin ilk bakışta anlaşılamadığı hallerde sulh ceza hakimlikleri değil genel mahkemeler yetkili olacaktır ve ancak özel bir tedbir yoluyla erişimin engellenmesi kararı uygulanacaktır. İhlalin ilk bakışta anlaşılıp anlaşılamadığının kriteri ciddi tartışmaları da beraberinde getirecektir. Keza, 5651 sayılı Kanuna dayalı değil de genel hükümlere göre başvuru yapıldığı durumlarda, diğer bir deyişle ihtiyati tedbir yöntemiyle internet ortamındaki içeriğe müdahale edilmeye çalışıldığında, kesin hükümle aynı içeriği haiz bir ihtiyati tedbir talebi de beraberinde ciddi usul tartışmalarını getirecektir.

5) Başvuru Yetkisi: 9. maddeye dayalı olarak başvuru yapabileceklere ilişkin kuralda değişiklik yapıldı. “İnternet ortamında yapılan yayın içeriği nedeniyle kişilik haklarının ihlal edildiğini iddia eden gerçek ve tüzel kişiler ile kurum ve kuruluşlar” yerine “yayın içeriği nedeniyle kişilik haklarının ihlal edildiğini iddia eden kişiler” şeklinde bir değişikliğe gidildi. Bu değişiklikle birlikte kamu kurum ve kuruluşları ile tüzel kişilerin 9. maddeye dayalı başvuru yapmalarına yönelik yeni bir tartışma başlayacaktır.

6) Uygulama Yükümlülüğü: Kişilik haklarının ihlaline ilişkin verilen kararları uygulamayan, diğer bir deyişle hukuka aykırı içeriği çıkarmayan sosyal ağ sağlayıcılara yönelik bant daraltma dahil farklı teknik tedbirleri uygulanmasına yönelik hüküm getirildi.

7) Teknik Tedbirler: Erişimin engellenmesi kararının URL temelli uygulanması esası muhafaza edildi. URL yöntemiyle ihlalin engellenemeyeceğine dair kanaat oluşması veya içeriğin çıkarılması kararının gereğinin yerine getirilmemiş olması hâlinde DNS gibi tekniklerle internet sitesinde yapılan yayının tümüne yönelik erişimin engellenmesi kararı verilmesine imkan tanındı. Eski düzenlemeden farklı olarak içeriğin çıkarılmaması tüm web sitesine erişimin engellenmesi için bir gerekçe olarak kullanılması imkanı geldi.

8) İçeriğin Çıkarılması: İçeriğin çıkarılması tanımında değişikliğe gidildi ve içeriğin çıkarılması, sunuculardan veya barındırılan içerikten çıkarılma yerine içeriğin internet ortamından çıkarılması şeklinde yeniden tanımlandı. Erişimi engelleme ve içeriği çıkarma tedbirlerinin geçici tedbir niteliği dikkate alındığında bu tedbire konu olan içeriklerin gerektiği durumda geri döndürülebilir şekilde internet ortamından çıkarılması sağlanmaya çalışıldı.

9) Tarafların Dinlenmesi: Kararına itiraz edilen hâkim veya itirazı incelemeye yetkili merci gerekli görmesi halinde tarafları dinleme imkanı getirildi. Erişimin engellenmesine itiraz kararlarının salt dosya üzerinden değil de tarafları dinleyerek karara bağlanmasının dayanağı oluşturuldu. Hukuki dinlenilme hakkını destekleyen nitelikte bir değişikliktir.

10) Uyar-Kaldır: Uyarı yöntemi “İnternet ortamında yapılan yayın içeriği nedeniyle Kurum veya haklarının ihlal edildiğini iddia eden kişiler tarafından yapılan bildirim” şeklinde yeniden tanımlandı.


DEĞİŞİKLİK METNİ VE GEREKÇESİ

MADDE 23– 4/5/2007 tarihli ve 5651 sayılı İnternet Ortamında Yapılan Yayınların Düzenlenmesi ve Bu Yayınlar Yoluyla İşlenen Suçlarla Mücadele Edilmesi Haldanda Kanunun 2 nci maddesinin birinci fıkrasının (ö) ve (r) bentleri aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.

“ö) İçeriğin çıkarılması: İçeriğin internet ortamından çıkarılmasını,

r) Uyarı yöntemi: İnternet ortamında yapılan yayın içeriği nedeniyle Kurum veya haklannm ihlal edildiğini iddia eden kişiler tarafından yapılan bildirimi,”

MADDE 24– 5651 sayılı Kanunun 8 inci maddesinin dördüncü fıkrasına “ilişkin olarak” ibaresinden sonra gelmek üzere “içeriğin çıkarılması ve/veya” ibaresi eklenmiş ve fıkranın ikinci cümlesi aşağıdaki şekilde değiştirilmiş, dokuzuncu fıkrasında yer alan “yayından” ibaresi madde metninden çıkarılmış ve onbirinci fıkrasına “Başkan tarafından” ibaresinden sonra gelmek üzere “erişim sağlayıcılar ile ilgili içerik ve yer sağlayıcılara” ibaresi eklenmiştir.

“Bu karar, erişim sağlayıcılar ile ilgili içerik ve yer sağlayıcılara bildirilerek gereğinin yerine getirilmesi istenir.”

MADDE 25– 5651 sayılı Kanunun Anayasa Mahkemesi tarafından iptal edilen 9 uncu maddesi başlığıyla birlikte aşağıdaki şekilde yeniden düzenlenmiştir.

Kişilik haklarının ihlal edilmesi

MADDE 9- (1) Yayın içeriği nedeniyle kişilik haklarının ihlal edildiğini iddia eden kişiler tarafından içeriğin çıkarılması ve/veya erişimin engellenmesi amacıyla sulh ceza hâkimliğine başvurulabilir.

(2) Sulh ceza hâkimliğince, ayrıntılı bir inceleme yapılmasına gerek olmaksızın ihlalin ilk bakışta anlaşılabildiği hâllerde yirmi dört saat içinde içeriğin çıkarılması ve/veya erişimin engellenmesi kararı verilir.

(3) Yayın içeriği nedeniyle kişilik haklarının ihlal edildiğini iddia eden kişilerin talep etmesi durumunda sulh ceza hâkimliğince, ayrıntılı bir inceleme yapılmasına gerek olmaksızın ihlalin ilk bakışta anlaşılabildiği hâllerde başvuranın adının ihlale konu internet adresleriyle ilişkilendirilmemesine karar verilir. Kararda bildirim yapılacak arama motorlarına yer verilir.

(4) Ayrıntılı bir inceleme yapılmasına gerek olmaksızın ihlalin ilk bakışta anlaşılamadığı hâllerde başvuru reddedilir.

(5) Sulh ceza hâkimi, bu madde kapsamında yalnızca ihlalin gerçekleştiği yayın ile sınırlı olarak karar verir. İnternet sitesinde yapılan yayının tümüne yönelik erişimin engellenmesine karar verilemez. Ancak, URL adresi belirtilerek içeriğe erişimin engellenmesi yöntemiyle ihlalin engellenemeyeceğine dair kanaat oluşması veya içeriğin çıkarılması kararının gereğinin yerine getirilmemiş olması hâlinde, gerekçesi açıkça belirtilmek kaydıyla internet sitesinde yapılan yayının tümüne yönelik erişimin engellenmesine karar verilebilir.

(6) Sulh ceza hâkimi tarafından verilen karar, erişim sağlayıcılar ile ilgili içerik ve yer sağlayıcılara bildirilmek üzere doğrudan Birliğe gönderilir. Bu karar Birlik tarafından erişim sağlayıcılar ile ilgili içerik ve yer sağlayıcılara bildirilir. Bildirim üzerine kararın gereği derhâl ve en geç dört saat içinde yerine getirilir.

(7) Bu madde kapsamında verilen karara konu kişilik hakkının ihlaline ilişkin yayının başka internet adreslerinde de yayınlanması durumunda ilgili kişi tarafından Birliğe müracaat edilerek, kararın bu adresler için de uygulanması talep edilebilir. Talebin Birlik tarafından kabul edilmesi halinde mevcut karar bu adresler için de uygulanır. Talebin Birlik tarafından kabulüne karşı kararı veren hâkimliğe itiraz edilebilir. İnternet sitesindeki yayının tümüne yönelik erişimin engellenmesi kararlarında bu fıkra hükmü uygulanmaz.

(8) Erişimin engellenmesine konu içeriğin çıkarılmış olması durumunda hâkim kararı kendiliğinden hükümsüz kalır. İnternet sitesinin tümüne yönelik verilen erişimin engellenmesi kararına konu içeriğin çıkarılmış olması durumunda ise ilgilinin talebi üzerine kararı veren sulh ceza hâkimliği tarafmdan karar kaldırılır.

(9) Bu madde uyarınca sulh ceza bâkimliklerince verilen kararlara karşı 5271 sayılı Kanun hükümlerine göre itiraz yoluna gidilebilir. Kararına itiraz edilen hâkim veya itirazı incelemeye yetkili merci gerekli görmesi halinde tarafları dinleyebilir.

(10) Bu madde uyarınca verilen kararların gereğini yerine getirmeyen erişim sağlayıcılar ile ilgili içerik ve yer sağlayıcının sorumluları bin günden beş bin güne kadar adli para cezası ile cezalandırılır.

(11) Bu madde uyarınca verilen içeriğin çıkarılması kararının gereğinin Türkiye’den günlük erişimi on milyondan fazla olan yurt dışı kaynaklı sosyal ağ sağlayıcı tarafından yerine getirilmemesi durumunda ilgili kişi tarafından yapılan müracaat üzerine Birlik, kararın uygulanmasını sağlamak için sosyal ağ sağlayıcıya yeniden bildirimde bulunur. Bildirime rağmen kararın gereğinin yirmidört saat içinde yerine getirilmemesi durumunda ilgili kişi tarafından sosyal ağ sağlayıcının internet trafiği bant genişliğinin yüzde elli oranında daraltılması için kararı veren sulh ceza hâkimliğine başvurulabilir. Başvurunun kabulüne ilişkin hâkim kararının uygulanmasından itibaren otuz gün içinde içeriğin çıkarılmaması halinde ilgili kişi tarafından sosyal ağ sağlayıcının internet trafiği bant genişliğinin yüzde doksan oranına kadar daraltılması için kararı veren sulh ceza hâkimliğine başvurulabilir. Hâkim ikinci başvuru üzerine vereceği kararında, yüzde elliden düşük olmamak kaydıyla, sunulan hizmetin niteliğini de dikkate alarak daha düşük bir oran belirleyebilir. Hâkim tarafından verilen kararlar erişim sağlayıcılara bildirilmek üzere Birliğe gönderilir. Kararların gereği, bildirimden itibaren derhâl ve en geç dört saat içinde erişim sağlayıcılar tarafından yerine getilir. İçeriğin çıkarılması kararının gereğinin yerine getirilmesi halinde ilgilinin talebi üzerine karan veren sulh ceza hâkimliği tarafından internet trafiği bant genişliğinin daraltılmasına ilişkin karar kaldırılır.”

GEREKÇE

MADDE 23- Maddeyle, 5651 sayılı İnternet Ortamında Yapılan Yayınların Düzenlenmesi ve Bu Yayınlar Yoluyla İşlenen Suçlarla Mücadele Edilmesi Hakkında Kanunun 2 nci maddesinde düzenleme yapılmaktadır.

Anayasa Mahkemesi, 5651 sayılı Kanunun 8 inci maddesinin dördüncü fıkrasında yer alan “içeriğin çıkarılması”na ilişkin düzenlemeyi 11/10/2023 tarihli ve E: 2020/76; K: 2023/172 sayılı kararıyla iptal etmiştir. Söz konusu karar, 10/1/2024 tarihli ve 32425 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanmıştır.

5651 sayılı Kanunun ilgili bükümleri ile Anayasa Mahkemesinin söz konusu kararının gerekçeleri dikkate alınmak suretiyle düzenleme yapılmasına ihtiyaç duyulmuştur. Bu kapsamda, maddenin birinci fıkrasının (ö) bendinde yer alan tanım yeniden düzenlenmekte ve içeriğin çıkarılması, sunuculardan veya barındırılan içerikten çıkarılması yerine internet ortamından çıkarılması şeklinde tanımlanmaktadır. Başka bir ifadeyle bu tedbir uygulandığında söz konusu içerikler, gerektiği durumda geri döndürülebilir şekilde internet ortammdan çıkarılacaktır.

Maddenin birinci fıkrasının (r) bendinde yapılan değişiklikle, uyarı yönteminin kapsamı netleştirilmektedir. Buna göre uyan yönteminin, ilk bakışta ihlalin anlaşıldığı durumlar bakımından Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu veya haklarının ihlal edildiğini iddia eden kişiler tarafından doğrudan ilgili içerik ve/veya yer sağlayıcıyı haberdar etmeye yönelik olarak yapılan bildirim olduğu kabul edilmektedir.

MADDE 24- Maddeyle, 5651 sayılı Kanunun 8 inci maddesinde düzenleme yapılmaktadır.

Anayasa Mahkemesi, 5651 sayılı Kanunun 8 inci maddesinin dördüncü fıkrasında yer alan “içeriğin çıkarılması”na ilişkin düzenlemeyi 11/10/2023 tarihli ve E: 2020/76; K: 2023/172 sayılı kararıyla iptal etmiştir. Söz konusu karar, 10/1/2024 tarihli ve 32425 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanımştır.

5651 sayılı Kanunun ilgili bükümleri ile Anayasa Mahkemesinin söz konusu kararının gerekçeleri dikkate alınmak suretiyle düzenleme yapılmasına ihtiyaç duyulmuştur. Bu kapsamda. Teklifle 2 nci maddenin birinci fıkrasımn (ö) bendinde yer alan tanım yeniden düzenlenmekte ve içeriğin çıkarılması, sunuculardan veya barındırılan içerikten çıkarılması yerine internet ortamından çıkarılması şeklinde tanımlanmaktadır. Başka bir ifadeyle bu tedbir uygulandığında söz konusu içerikler, gerektiği durumda geri döndürülebilir şekilde internet ortamından çıkarılacaktır. Yapılması öngörülen düzenlemeyle, Anayasa Mahkemesinin söz konusu kararının gerekçeleri doğrultusunda maddenin dördüncü, dokuzuncu ve onbirinci fıkralarında değişiklik yapılmaktadır.

MADDE 25- Maddeyle, 5651 sayılı Kanunun Anayasa Mahkemesi tarafından iptal edilen 9 uncu maddesi başlığıyla birlikte yeniden düzenlenmektedir.

Anayasa Mahkemesi 11/10/2023 tarihli ve E: 2020/76; K: 2023/172 sayılı kararıyla 9 uncu maddeyle ifade özgürlüğüne getirilen müdahalenin hukuki güvenlik ve belirlilik ölçütleri bağlamında birtakım tereddütlere yol açtığını ve kapsamı ile sınırlarının belirli olmadığını belirterek maddenin iptaline karar vermiştir. Söz konusu karar, 10/1/2024 tarihli ve 32425 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanmıştır.

Maddeyle, Anayasa Mahkemesinin söz konusu kararının gerekçesi ile internet ortamında özellikle kasıtlı yapılan paylaşımlar sonucunda gelir elde edilen özel iş modellerinin varlığı, kullanıcıların tespitinin teknolojinin gelişmesiyle birlikte zorlaşması, kişilik haklarına saldın niteliğini haiz paylaşımların kolaylıkla ve sıklıkla yapılabilmesi gibi hususlar birlikte değerlendirilmek suretiyle en az suçla mücadeleye eşdeğer ölçüde hukuki mücadele araçlarının tesis edilmesinin gerekliliği doğrultusunda düzenleme yapılmaktadır.

Maddeyle, yayın içeriği nedeniyle kişilik haklarının ihlal edildiğini iddia eden kişiler tarafından içeriğin çıkarılması ve/veya erişimin engellenmesi amacıyla sulh ceza hâkimliğine başvurulabileceği ve sulh ceza hâkımliğince, ayrıntılı bir inceleme yapılmasına gerek olmaksızın ihlalin ilk bakışta anlaşılabildiği hâllerde yirmi dört saat içinde içeriğin çıkarılması ve/veya erişimin engellenmesi kararı verileceği kabul edilmektedir. Buna göre sulh ceza hâkimliği, ilk bakışta ihlal doktrini uyarınca ihlalin ilk bakışta anlaşılabildiği durumlarda kademeli olarak içeriğin çıkaniması ve/veya erişimin engellenmesi kararı verecek, ayrıntılı bir inceleme yapılmasına gerek olmaksızın ihlalin ilk bakışta anlaşılamadığı hâllerde ise başvuruyu reddedecektir.

Düzenlemeyle, sulh ceza hâkimliklerince verilen kararlara karşı 5271 sayılı Kanun hükümlerine göre itiraz yoluna gidilebileceği kabul edilmektedir. Bununla birlikte, kararına itiraz edilen hâkim veya itirazı incelemeye yetkili merciin gerekli görmesi halinde taraflan dinleyebilmesine de imkân tanınmaktadır.

Diğer yandan, içeriğin çıkarılması kararlarının etkili şekilde uygulanabilmesi bakımından kullanıcı tabanlarının genişliği ve kişilik haklannm korunmasındaki kritik rolleri nedeniyle Türkiye’den günlük erişimi on milyondan fazla olan yurt dışı kaynaklı sosyal ağ sağlayıcılara yönelik olarak düzenleme yapılmaktadır.


[1] Anayasa Mahkemesinin 11.10.2023 tarihli ve E.: 2020/76; K.: 2023/172 sayılı Kararı.

[2] 5651 sayılı Kanun hakkında kapsamlı bir inceleme için bkz. Alper Işık (2023) İnternet Aktörleri ve Egemenliğin Değişen Boyutları: Digital Services Act (DSA) ve Türk Mevzuatı Özelinde Bir İnceleme, On İki Levha Yayıncılık.

[3] İlk bakışta ihlal doktrini için ilk bakışta haklılık doktrini ifadesi de kullanılmaktadır. Literatürde “the doctrine of prima facie legitimacy” olarak da anılmaktadır.

Teklifin tam metni için tıklayınız.